-
1 diline dolamak
-
2 dile dolamak
= diline dolamak зала́дить одно́ и то же, без конца́ повторя́ть одно́ и то же -
3 dil
язы́к (м)* * *1) анат. язы́кküçük dil — язычо́к
2) язы́к, речьölü dil — мёртвый язы́к
Türk dili — туре́цкий язы́к
Türk Dil Kurumu — Туре́цкое лингвисти́ческое о́бщество
yazı dili — пи́сьменный язы́к
3) язы́к, язычо́к (замка, колокола и т. п.)4) воен. язы́к, пле́нныйdil almak / tutmak — взять пле́нного
5) геогр. коса́••dil kılıçtan keskindir — посл. язы́к остре́е бри́твы
- dili ağırlaşmakdilin kemipi yok — погов. язы́к без косте́й
- dil ağız vermemek
- dilinin altındaki baklayı çıkarmak
- dilinin altında bir şey var
- dilinden anlamak
- dilini bağlamak
- dilinin belâsını çekmek
- dilinin belâsını bulmak
- dili bir karış
- dili bir karış dışarı çıkmak
- dili çalmak
- dil çıkarmak
- dili çözülmek
- dili damağına yapışmak
- dili damağı kurumak
- dilini değdirmemek
- dillere destan olmak
- dile dolamak
- diline dolamak
- dili dolaşmak
- dillerde dolaşmak
- dil dökmek
- diller dökmek
- dili döndüpü kadar
- dili dönmemek
- dili durmamak
- dile düşmek
- dillere düşmek
- dilinden düşürmemek
- dil ebesi
- dili ensesinden çekilsin!
- dilini eşek arısı soksun!
- dilini fare mi yedi?
- dilini kedi mi yedi?
- dile gelmek
- dile getirmek
- dil kaymak
- dili kaymak
- dilini kesmek
- dile kolay
- dili kurtlu
- dilinden kurtulamamak
- dili kurusun!
- dil otu yemiş
- diline saplam olmak
- diliyle sokmak
- dilini tutamamak
- dilini tutmak
- dili tutuldu
- diliyle tutulmak
- diliyle yakalanmak
- dilinde tüy bitmek
- dilinin uçuna gelmek
- dilinin ucuyla
- dili uzamak
- dil uzatmak
- dili varmamak
- dile vermek
- diline virt etmek
- dili yanmak
- dili yatkın
- dilini yutmak
- dili zifir
См. также в других словарях:
diline dolamak (veya takmak) — 1) aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak Bu aydınlardan bazılarının son zamanlarda dillerine doladıkları bir hikmet var. O. V. Kanık 2) bir kimseyi her yerde kötülemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
diline pelesenk etmek — diline dolamak Hacı Kasap, âdeta bu sözleri aferin tarzında diline pelesenk etmişti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
diline virt etmek — diline dolamak Şartını âdeta manzum, kafiyeli bir nakarat gibi diline virt etmişti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmağına dolamak — bir konuyu, bir kimseyi ele alıp sürekli uğraşmak, diline dolamak Çarşının alaycıları, gevezeleri ... Halil in yüreğinin yandığını anlayınca onu parmaklarına doladılar, ateşini körüklemeye başladılar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
virt etmek — diline dolamak, alışkanlık hâline getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük